Hakkınızı helal ediyor musunuz diye sordu duanı eden hoca,duraksamadan “helal olsun” dedik 3 kere peki sen helal ettin mi bize hakkını,affedebilir misin bizi arkadaşım?
2013’te geldiğin fakülteden 2019’da mezun olacaktın,şifa
olacaktın,hayat verecektin,can kurtaracaktın;olmadı.2016’nın bahar ayları senin
hayallerine engel oldu,2017’nin 16 Mayıs’ı seni sevdiklerinden aldı;bize de çok
büyük ders oldu.3 senelik eğitim hayatımızda toplasan 5 defa konuşmamış
olmamıza çok kızıyorum,cenazen yıkanırken girdiğimiz bahçeden “sizi görmüyor o,sizi
görseydi kalkardı,kibar çocuktu o” feryatları yükselince kendimden utandım bir
kez daha.En son proje sunumumuz öncesinde konuşmuştuk seninle,sen o güzel
saçlarınla oynuyordun konuşurken;aklımda da hep öyle kalacaksın.
Lösemileri işlerken en kötü tipinin M3 olduğu kazınmıştı
sadece aklıma;halsizlik,yorgunluk ve ateş nedeniyle gidip lösemi tanısı
koyulacağını kimse tahmin edemezdi elbette.Sen hastayken ben de kötüydüm,dış
dünyayla bağlantılarımı koparmış gibi bir şeydim.Söylememiş arkadaşlarım
bana,sonra başkasından duymasın diye söylediklerinde yol boyu ağladığımızı
hatırlıyorum;dünyada ne dertler var ben neyi dert ediniyorum dedim kendi
kendime.Gittin,yakındaki bir hastaneye gittin önce;gelmek istedim sonra dedim
ki “belki onu o halde görmemizi istemez”.Yanlış yaptım.Sen geldin,o kötü
hastalığa meydan okuyarak okula gelip sınavlarına girdin,”doktor” olmak
için;sen geldin ama ben yine gelemedim,üzüldüm,donakaldım.Yanlış
yaptım.Haberlerini aldık,hep başkasından duyduk,bir kez olsun arayıp nasılsın
demedik.Kendi kendimize üzüldük,senin üzüntünü düşünemedik;bencillik
yaptık,bahaneler ürettik.İlik nakli oldun; iliğin kan üretmeye de başlamış
dediler,aldığın ilaçların bağışıklık sistemini baskılamasıyla kaptığın o lanet
enfeksiyon sonun oldu.Hamburger yemiş dediler,artık konuşabiliyormuş
dediler,evine dönmüş dediler,gelecek sene dönecekmiş dediler;mutlu olduk.Sonra
Cuma akşamı bi haber geldi,”entübe etmişler,yoğun bakımdaymış,durumu kritikmiş.”Ağladık,çok
ağladık;döneceğine o kadar inanıyordun ki,döneceğine o kadar inanmıştık ki,çok
ağladık.Salı günü o telefonu elime almaz olsaydım,”Kardeşim başımız sağolsun”
yazıyodu ekranda.
Hastayken yanında olamadık,seni yalnız bıraktık;cenazene
akın olduk.
Halan “baharım” dedi,annen “damatlık giyecekti,kefen değil”
dedi,babannen “götürmeyin” dedi,kardeşin tabutunun başına geçti derin derin
baktı,baban mezarının başına çöktü toprağını okşadı.
Sabah uyandığımda “öldü” diyorum,gün içinde
inanamıyorum,akşam çöküyo daralıyorum.O
kadar ağırım ki,her nefesimde göğsüme batan o acıdan kurtulamıyorum.Benim
sensiz bi hayatım vardı,bana bile bu kadar ağırlık yüklediyse gidişin Allah
geride bıraktıklarına sabır versin,onlara dayanma gücü versin.
Mekanın cennet olsun güzel saçlı çocuk,nur içinde
yat;hakkını helal et,bizi affet.
Yorumlar
Yorum Gönder