sanrisalda

2017'yi geride bırakırken herkesin yayınladığı "favoriler" gönderilerinden eksik kalacağımı düşünmediniz inşallah 😀  Hadi başlayalım; Makyaja başlarken özellikle 2017'nin son ayında edindiğim ve inanılmaz iyi geldiğini düşündüğüm Gül Suyu ile sabah gözümü açıp yüzümü yıkadıktan sonra 'pıst pıst' yapıyorum 👍  Sabah gün doğmadan yola çıktığımız için yaz da olsa kış da olsa bulunduğum şehrin ayazı hiç değişmiyor,minnoş cildim buna dayanamayıp çatır çutur kurutuyor üzerindeki kapatıcı/fondöteni o nedenle sabah rutinime nemlendirici eklemek mecburiyetindeyim.Cildim kuru mu karma mı yağlı mı bilemediği dönemde Neutrogena'nın bu Hydro Boost Water Gel kremini aldım,en az 5 kişiye aldırttım ve herkes çok memnun kaldı.Cildiniz kadife gibi yumuşacık oluyor ve su bazlı bir nemlendirici olduğu için sivilce kabusunuz olmuyor. Günlük bazda ten ürünü kullanan bi insan değildim fakat renk eşitsizlikleri son dönemde iyice gözüme batmaya başlayınca hafi

Karadeniz'i tek kelime ile anlat deseler "huzur" derim.. Ruhuma şifa bulduğum,kendime huzur bulduğum yer,aşık olduğum memleket.Güzel ülkemin en güzel köşelerinden biri.Her noktası ayrı güzel,ayrı özel,ayrı heyecanlı.Gidilmesi gereken yerler listelerinde ilk sırada. Karadeniz'in en uç şehri Artvin,Artvin'in en deniz kenarındaki en güzel ilçesi Arhavi. İç kesimlerden çıkıyorsanız yolculuğa Samsun'a kadar uyuyun,Samsun'dan sonra hayranlıkla etrafı izleyeceksiniz çünkü.Bir yanınız alabildiğine yeşil bir yanınız uçsuz bucaksız deniz.Yol boyunca 15'i aşkın tünelden geçersiniz.Samsun,Ordu,Giresun,Trabzon,Rize derken;Rize'nin son ilçesi Fındıklı biter Artvin'in ilk ilçesi Arhavi sınırlarına girersiniz. Arhavi halkı Karadenizlidir,neden bunu söyledim çünkü Hopa öyle değildir,Hopa'da Rus da çoktur Gürcü de ama Arhavi öyle değildir;daha sakindir,kendi halindedir.Karadeniz insanının ilk bakıştaki duvarlarını yine Karadeniz insanının ilk cümlel

 Aralık ayına sınav ve stresle merhaba dedim,ve sonsuz bir stres döngüsünün içine girdim.Ocak ayının 3. haftasına kadar aşırı yoğun ve yorucu bir tempoya ayak uydurmaya çalışacağım..Fakat pilim şimdiden tükendi.Sadece 1 gün hiçbir şey yapmadan geçirmek istiyorum,boş bir kafayla rahat rahat uyumak istiyorum,düşüncelerde boğulmadan huzur bulmak istiyorum. Ben düzen delisi,planlı yaşamayı seven ve buna alışan bir insanım,tipik bir oğlak burcu kadınıyım da denilebilir.Her şey o kadar üst üste geldi ki;aklım darmadağın,odam darmadağın,masam darmadağın..Gece yatarken düşündüğüm şeyleri sabah uyandığımda unutuyorum,sabah yorgun kalkıyorum,gün içerisinde uyukluyorum.Saatler yetmiyor,günler çabuk geçiyor;gün içerisinde yapmayı planladığım şeylerin hiç birini gün içinde tamamlayamıyorum.Kısır bir döngünün içerisindeyim anlayacağınız... Güzel şeyler de olmadı değil ama;küçük şeylerden büyük mutluluklar çıkarabildim kendime. Komşumuzun bana hediye ettiği nazar boncuklu bileklik,arkadaşı

Tıp fakültesi dönem 5 öğrencisi olarak üniversiteye hazırlanan arkadaşlar için,tıp fakültesini merak edenler için,tıpla ilgilenenler için kendi gözlemlerime ve deneyimlerime dayanarak yeni bir sohbet serisi oluşturmak adına ilk adım olarak kendi üniversiteye hazırlık sürecimden bahsettim;merak ettiğiniz,sormak istediğiniz şeyler olursa yorum olarak bırakabilirsiniz, İnstagram ya da Twitter üzerinden de yazabilir,mail ( sanrisaldan@gmail.com ) atabilirsiniz. Doktor olmak benim çocukluk hayalimdi.İlkokul ve ortaokulu kasabada,memleketimizde okudum;okulumun başarılı öğrencilerindendim.Ailem bana her imkanı sundu şükürler olsun ki,2 sene boyunca her hafta sonu sabah 6'da uyanıp şehir merkezindeki dershaneye gittim.O zamanlar SBS vardı tabii,7 ve 8. sınıf SBS sınav sonuçlarımızın ortalaması alındığında şehrin en iyi 3. lisesini kazandım,Anadolu lisesini.Tası tarağı toplayıp taşındık ve o gün bugündür ailem ben nereye gidersem benimle geliyor,çok şanslıyım,çok minnettarım.Lise 1

Ekimin son haftalarından beri hep kötü haberler alıyorum.Genç yaşta kaybettiğimiz insanlar,aniden kaybettiğimiz insanlar,umut ışıklarımızın sönmesi..Ağlayamıyorum diyordum ya,haykıra haykıra ağladım.İçime bir öküz oturdu yine,boğazımda hiç geçemeyen bir düğüm hissi.."Buna da şükür" diyorum sonunda,demeliyim çünkü;şükretmeden dua edemem,tevekkül diyemem. Tüm bunların gölgesinde staj,sınavlar,sözlüler ve dershane devam etti tabii;okul ve sınav stresi de bindi üstüme. Motivasyonum ve moralim sıfırlandı,kendimi çok güçsüz hissettim. Asla geçmeyen baş ağrılarıyla boğuştum,sabah akşam,uyku uyutmayan cinsten. Blogu bırakmayı,İnstagram'ı kapatmayı düşündüm.Ve ben ne zaman bunları düşünsem tanımadığım onlarca insan bunu hissedercesine destek oluyor bana,pes etmek yok diyorum kendime. Unutkanlığım zirvede yine,gece yatağa yatıp uykuya dalana kadar onlarca şey düşünüp sabah uyandığımda hiç birini hatırlamayıp kendime kızıyorum. Yapmak istediğim bir sürü şey var fakat

Her hafta telefonumuzun mesaj hafızasını ve maillerimizi dolduran indirimler;bayram indirimi,hafta sonu indirimi,özel gün indirimi,o,bu,şu derken kendimizi çoğu zaman aslında indirim olmayan ürünlerle mağazalardan çıkarken buluyoruz.Mesela ben geçtiğimiz Gratis indiriminde ve Rossmann indiriminde 120 lira harcamışım,eve gelip baktığımda elle tutulabilir 2 ürün gördüm sadece...Biz kadınlar bu noktada hassasız sanırım;bozulan psikolojimizi,düşen moralimizi yükseltmek için şartlanmışız alışveriş yapmaya.. Alışverişe çıkmadan önce mutlaka bir ihtiyaç listesi hazırlayın, Önceliklerinizi belirleyin, Fiyat araştırması yapın. Bahsedeceğim ürünler benim deneyip,gözlemleyip,araştırıp,inceleyip memnun kaldığım ürünlerdir;yani sizin cildinize uyum sağlamayabilir o nedenle ne olursa olsun ürün alırken size uygun mu değil mi diye bir ön araştırma yapmakta fayda var! (Ürünlerin Gratis,Watson's ve Rossmann gibi mağazalardan herkesin ulaşabileceği kolaylıkta olmasına özen gösterdim.T