Kitap okumayı seven ama alışkanlık ve yaşam biçimi
seviyesine çıkamamış biri olarak okuduğum kitaplarda seçici davranıyorum;ne
olursa olsun yeter ki kitap olsun diyenlerden değilim yani.Yaşadığım süreç
dahilinde kendimi kişisel gelişim kitapları peşinde koşarken buldum.O günden
bugüne bana çok katkısı olduğunu söyleyebilirim.Okuduğum kitaplar içerisinde
beni en çok etkileyen kitap ise Ece Targıt sayesinde tanıştığım “BÜYÜK RESİM”
oldu.Çünkü;
- · Alışılagelmiş psikoloji kitaplarının sıkıcılığı yok
- · Sıkıcı kitaplardan daha çok şey katıyor insanın hayatına,bakış açısına
- · İlerlemeyen durum betimlemeleri aksine akıp giden bir hikaye var
- · Boğum boğum bir dili yok,gayet anlaşılır gayet sade
Kitaptan kendime kattıklarım,benim kalbime en çok dokunan
kısımlardan bahsetmek istedim;kitabı yorumlamak,eleştirmek haddim değil öyle
bir güdümüm de yok asla.Hayata tutunmanızı sağlayan şey aslında
kendinizsiniz;kendinizin farkına varın!Aracınız bir kitap olabilir bir şarkı
olabilir bir insan olabilir,kendi gerçeğinizin farkına varmadan uyanamazsınız!
Her şeyin o kadar içindeyiz ki,bir adım geriye atıp “büyük
resim”e bakamadığımız,bu açıya kör olduğumuz için yoruluyoruz ve
tükeniyoruz.Kendi hayatıma şekil verenin kendim olduğunu anlamam ve fırçayı
elime almamı sağlayan “Büyük Resim” hakkında birkaç kelamım olmalıydı;
“Mucizeler onları beklemeyi bıraktığında olur…”
Kitabın kapağı bile benim içimde pozitif enerjiyi
uyandırdı;beyaz ve mavi..Kapağı çevirdiğinizde ise “Bu kitap burada yazılanları
okumaya ihtiyacı olana yazılmıştır…” diyor Gökçe Dölek.
Bir kalem alın elinize ve kalbinize değen
cümlelerin,kelimelerin altını çizin,ben öyle yaptım.Manevi olarak kendimi
bitkin hissettiğimde,umutsuzluğa kapıldığımda açıp okuyorum çizdiklerimi.
Anlam yerine koydum kendini,hikayenin ona kattığı her şeyi
kendimle bütünleştirip kendime uyarlamaya çalıştım.
Hayat bir bütündür,artıları ve eksileriyle.Bunu
kabullenmekte diretip hakimiyeti elden bırakmaz,akışına göre yaşamazsan yoldan
çıkmışlık hissi hatta uçurumdan yuvarlanmışlık hissi kaçınılmaz sonun
oluyor.İzin vermek gerekiyor,olacakları durdurmak zaten elimizde değil
ertelemek ne katıyor ki bize?Daha mı az üzülüyoruz,hayır;daha mı mutlu
oluyoruz,hayır;daha mı az yara alıyoruz,hayır.
Temkinli olmak gerek ama korkak değil,
Benci olmak gerek ama bencil değil,
Yaşamak gerek hayatı sürdürmek değil.
Bırak hayat aksın,kapıl hayatın ritmine.Vakti geldiğinde
hiçbir şey senden izin almayacak gerçekleşmek için..Sende üzme kendini
n’olur,nasıl gider diye.Vakti geldiğinde üzüleceğin şeyler için bu anını
kirletme..
Mutlu olmak için kendine nedenler arama,kendini bulduğunda
mutluluğu da bulmuş olacaksın zaten.
Kendine güven,kendine inan,kendini sev.
Döktüğün gözyaşları üzerine doğacak güneşin ışığını
aydınlatacaktır belki de,pes etme ama uğraşma!
Bazı sonların en güzel başlangıçlar olduğunu,her şerde bir
hayrın olduğu hissi her sayfada içinize işliyor,haliyle hayata bakışınız
pozitifleşiyor,aydınlığınız artıyor.Dibi görmek gerekir bazen yeniden ayağa
kalkabilmek için eğer eksiler olmasaydı artıların hiçbir anlamı olmazdı öyle
değil mi?
Aldığımız yolda aldığımız yaralarda yeşerip çiçek açan
yanımızda bizi yolun sonuna hazırlıyor zaten,anı yaşa,hissini yaşa.
Kendinize bir iyilik yapın ve lütfen bu kitabı okuyun,pişman olmayacaksınız!
Yorumlar
Yorum Gönder